3 Ekim 2009 Cumartesi

şuğul

kendi ağzımın üzerine oturan kendi büyük varlığım teşekkür etmemem için beni susturmaya çalışırken, bütün felsefe kitapları elimden alınıp çingenelerle ilgili bir kitap tutturuluyor elime. çok ama çok ferahlıyorum. kendi üzerimden kalkıp oynama zamanı, çünkü ancak oynarken nasıl oynadığını düşünmezsin. konuşurken nasıl konuştuğunu ve çalışırken nasıl çalıştığını. şuğul hem meşguliyettir, hem de arapça çok oynak bir müzik tarzı.

dışarıda dolunay bizi karşılıyor. her bir gözde binbir dolunay.