29 Kasım 2015 Pazar

ihtizâz

Billur bir su idin ilimle
Herşey olduğu gibi yansıyor idi
Âlem olduğu gibi
Tek ve sâkin

Aşk geldi
Titredi bütün hücreler
Zerreler
Suyun üstü titreşti
Bir dolu oldu âlem, yansıdı
Her an farklı, her an şanlı...

...

Uzakta değilsin amma
Ses çıkarmak lâzım
Yine zerre zerre titreyerek
her zerreyle inleyerek
Kâh ezan ezan, fasıl fasıl
Kâh koynunda yatana sessizce, fısıl fısıl.

25 Kasım 2015 Çarşamba

tül

Aynıyız, aynayız
İçten içe yansıyan
Benim ve senin hakikatin
O da tek zaten.

Bu bitmeyen bir bahar, 
Kimine ilkbahar, kimine son 
Ne önemi var ki,
Kış yakar, yaz donar bazen

Bu bir dolunay
Bulutun arkasında
Ya da göz bebeğinde
Işıktan bir tül bütün âlem
Güneştir belki ayın etrafında gezen

21 Kasım 2015 Cumartesi

kot farkı

ankarada yıllar önce ilk açılan alışveriş merkezlerinden birine gitmiştik en iyi arkadaşımla. 15-16 yaşlarında olsak gerekti. Üzerimde çok rahat bir kloş kot etek vardı. Öğlen vakti ve yazdı. Hafta içiydi ve boş bir gündü. Evden çıktığımız anda hissettiğim garip özgürlük duygusundan bahsetmek istiyorum. Çıktığımda dışarısı bana evin devamı gibi gelmişti. O hissim o gün hiç azalmadan devam etti ve bana sonsuz bir mutluluk hissi verdi. Sonra ben o güne ait hislerimi zaman zaman yaşadım. Yazılarımı bir dergiye göndermeye başladığımda da benzer bir his yaşamıştım sanırım. Sanki günlüğüm evimdi de ordan çıkmıştım artık, evim olan yazılarımla ve o rahatlıkla dışardaydım.

Mevsim normallerinin üstünde sıcak ve lodosun sarhoş ettiği hava ile bunları hatırladım. Kot eteğimi, hayatta yatay ve kesintisiz hareketi, neredeyse boğazıma çöken mutluluğu.

18 Kasım 2015 Çarşamba

oynaş

bazen bir radyo frekansını kaybeder gibi kaybediverirsin hislerini. ya da iş güç seni bekler, radyoyla oyalanmamak gerekir. ama o güzel türkü kafanın içinde çalar. sevgili ile daim birlikte olmak buna benzer. el işte gönül oynaşta böyle olur.

14 Kasım 2015 Cumartesi

kelimeler - tespitler

melekler melekelerse, yani "faculty"ler; görme, duyma, dokunma... günah ve sevapları yazan melekler hangileri diye düşünülebilir. hafıza en büyük kayıt melekesi. ve belki de en tehlikelisi. insanı andan koparıp hatıralara yönlendiren ama hatalarından da öğreneceğin varsa onun sayesinde... günah ve sevapların yazılması ikiliği buralarda geziyor.
...
zarif kelimesi hem "ince, çekici", hem de zarf kökünden gelip "örten kapsayan" demekmiş.
ince bir örtü kime yakışır?
içindeki güzellikten korkmayana...
işte gerçek zerafet içeridekinin güzelliğinden şüphe duymayanın öz güveniyle için dışa sızmasıdır. dışın bir kabuk değil de içindekini gösteren ama tam da ele geçirtmeyen, bir ince zarf oluşu.
...
muhabbet hubdan, hub habbeden yani "çekirdek" kelimesinden geliyorsa sevginin o teklik noktasından başka bir kaynağı yok demektir.


uçacak

ben annesinin kucağında mutlu bir çocuğum. bütün âlemi kucak etmiş, kucağı etmiş, ucu bucağı etmiş bir annenin...

11 Kasım 2015 Çarşamba

şerit felsefesi

hayatın gözümün önünden bir film şeridi gibi geçmesi için ölüyor olmam gerekmez.
hayat bir film şeridi ve onu gerçek sanarsak ölüyüz.

9 Kasım 2015 Pazartesi

yaman...

içime herşey birden sığmıyor. hele en ulvi olanla en süfli olan birlikte sığışınca oraya, gül kokusuna çürük balık karışınca, ben iyice hasret kalıyorum gül kokusuna, güle. kendi içinde kendine hasret, zaten oraya çoktan yerleşmiş bir zarif sevgiliye hasret...

bu kadar yakınlıkta bu kadar hasret...

8 Kasım 2015 Pazar

kavseyn

Daha büyük minnettarlık yok. Öğretmen sevgisini çocuk halinle tam bir aşk olarak yaşarsın. Neyin minnettarlığı olduğunu bilmeden. Sana birşey öğretti bilincinin minnettarlığı olamaz ki bu. Orada vurulduğun karşılıksız verme ve şefkatin en mânâlı halidir, anne sevgisini bile tatlı bir mesafeyle geçer.

Sonra, anneyi de öğretmeni de fersah fersah geçen bir güzellik gelir. Bir habercidir, söyleyecekleri vardır. Kendiyle, ilmiyle beraber âlemi de getirir yanında hediye olarak. Çünkü sadece söyleyecekleri değil gösterecekleri vardır. Hatta koklatacakları. Gül bahçelerinin içinden başka bahçelere geçirir. Tek bir gülün katmerleri gibi bahçeler, âlemler, peygamberler birbirinin içinde katmerlenir. 

İşte bütün âlem onun önünde titrerken, açılıp açılıp solarken, nefes nefes kabarıp inerken o minik sonsuz siyah bir noktaya doğru yoklaşır, yaklaşır. Kavseyn olup incelir, işte ona orda secde edilir.


7 Kasım 2015 Cumartesi

settar

"mış gibi" olmayan tek şeyi bir sürü gibiyle, bir sürü örtüyle süsledik. 
gizledik.

Allah da kendini gizledi diye öyle oldu belki de.
oysa çıplaklığın peşinde değil miydik?

hâşâ. dil bile ikiye bölünmüş. hep orada olmayanı ifade ediyor..

edep yâhu... ört ama kapama.


3 Kasım 2015 Salı

peygamberler tarihi

Kadınların hepsi ellerindeki bıçaklarla kendi ellerini kestiler turunçlar yerine, Yusuf'un güzelliğini görünce. hiç hissetmediler acıyı. Bu Kuran'dan bir sure. İmam okudu ve bütün cemaat tam bir dalgalanma ile eğildi Yusuf misali kara yağız .Kâbe'ye doğru. Züleyhâ misali aşk şeriatin kapısı oldu.

Âdem yasak elmayı ağaçtan "alma!" nidasına rağmen hevesiyle beraber kopardı. Belki de ağaç onun peşinden ters döndü de öyle bir aşkla Tûba ağacı oldu. Eğildi, tenezzül etti, gök sularına yönelmiş kökleriyle dünyaya akan rahmet sularının kaynağı oldu.

Musa Allah'ı görmek istedi, dağ yandı. O gün bu gündür aşk yakıcı.