14 Mayıs 2019 Salı

tasarım manifestoları

güzel işte. kendimin büyük ablası gibi girdim aylardan sonra. ama yıllar geçmiş gibi.

yunus emre ile flaneur arasında bağlantı kurmaya çalışıp bunu projeye dönüştürtmeye çalışan mimar hocaya cevap vermek ister gibi açtım bloğu. burası da benim sayıklama yerim diye.

ne tür bir kompleks ki bu kavramlar ve kişiler bir araya geldiğinde bir rahatlama yaşıyoruz. ballar balını buldum, kovanım yağma olsun diyen yunus'un büyüklüğüne dahil herhalde 21. yüzyıl akademiklerinin kekelemelerine bile konu olmak.

tasarım konusunda tez yazacaksam, bunu da tasavvuf üzerinden yapacaksam, herşeyin ötesinde bu gönül durumunu farkederek gitmek lazım. teslim olanın tasarımı nasıldır. bak bu bile başlıbaşına bir soru. güzelin içinde olan güzeli nasıl ifade eder. ayrılık acısı çeken güzeli nasıl özler. güzele kavuşmuş ve güzelden ayrı aynı anda nasıl olunur da, o da sanat ve tasarıma döner.

edep nasıl birşeydir ki faydalı olanı üreten, malzemeden çalmaz, kimseyi baştan çıkarmak için değil de işine yarasın diye dert eder. ürettiği kendinden gayrı değildir. ürettiği de, ürettiğini kullanacak olan da. o da işte nasıl işlev denen şeyin en çıplak halidir, ama güzelin kokusu da bulaşır, süs olur, neşve olur, fayda olur...

yazıverdim bunları. tasavvufu ayrıca getirip bir yerlere koyma, yerleştirme. bütün bir insanlığın kemal halinden sızanlar üzerinden hakiki tasarım.