16 Ekim 2012 Salı

ışık

elif "ne yapacağız şimdi" dedi. o görebildiği, ben göremediğim için çaresiz. onun uyanıklığı bana ders oldu, hocam "yemeyin" dedi. hazret biraz yemek yedi diye oğlunun başı gitmiş... ben hoplayıp zıplıyorum derslerde. bir tür çarpılma yaşıyorum her seferinde. bir tek sen varsın.

"ışığını görmedim bu sabah?!"
sen ışığımı sordun ama sen benim ışığımsın, sensiz hiçbir şey göremem. ama ışığı düşünürsem senin gösterdiklerini de göremem. ışığa zaten bakamam. tanju'nun deyimiyle "ben mutlu bir çocuğum".