15 Eylül 2007 Cumartesi

kahveyle yürümek

yeni arkadaşım şapkalı kahve çok huysuz. heryere benimle gelmek istiyor. çeşit çeşit elbisesi var. markaya düşkün. diyorum bak gel ben seni alayım, aldığım yerde içeyim. yok. illa benimle heryere gelicek. kerata lezzetli de... dayanamıyorum. birkaç kere de üzerime döküldü, tam kızacaktım, baktım, şapkasını iyi giydirmemişim. bak dedi, hiç kimse döküyor mu senden başka?

burada, köpekler, kahveler, cipsler ve insanlar birlikte geziyor. çeşit çeşit şapkaları var bu yüzden kahvelerin, yola dayanıklı, şöyle çeviriverince açılıp kapananlar, yırtıp da plastiğini ittiriverince tık diye tersine dönenleri filan... bütün dert bir minik delikcikten kahveyi ağıza tahliye etmek, soğumayı yavaşlatmak, "content is too hot" olduğu için mümkünse ağzı teneke kıvamında bekletmek... gizli gizli sıvıyı azaltmak. bizim kendini ifşa etme, sırrını cümle aleme salma konusunda mahir arkadaşımız, transparan giyimli, açık ağızlı, küçük fettan vücutlu çay bardağımızla uzaktan selamlaşırlar ancak...

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Ne güzel yazmışsın Humacım, yavrum benim. Gözlerimin önünden tariflerdiğin bütün kahveler elbiseleriyle defîle yaptılar. Amaa defilenin son eseri olan gelinlik, hernekadar içine kahve konulmuyorsa da ince belli içi mercan renkli demli çayla dolu çay bardağımız..
Hiçbir şeye tiryaki olmamak kaydıyla âfiyet olsun yavrucum. Gözlerinden muhabbetle öperim. Bütün dualarım seninle.........

mtbagli dedi ki...

Sevgili kardeşim, şimdi o kahve kutusunu şöyle önünde, belirli bir uzaklıkta tutacaksın. Eğer nasıl yapayım da kahveyle döküp saçmadan yürüyeyim diyorsan, kahveyle yürüyen insanlardan birini taklit etmeye çalış. O arada hemen havaya girersin. Ben, tam olarak onlar gibi kahveyle yürüyebilmeye başladığımda -yürüme endamım onlara benzemeye başladığında- Amerika'ya geleli 8-9 ay olmuştu. Öyle kolay görünür, ama değildir hem kahveli hem mobil olmak... (Ama demiştim ki kendime, "İşte şimdi kahveyle onlar gibi yürüyorum; ben galiba alışmaya başladım. Biraz daha kalırsam, tam olacak!")

O ince belli, şeffaf çay bardağımız da şöyle oturup da muhabbet etmek içindir, zırıl zırıl ortalıklarda gezinmek için değil. Akşam iftar sofrasında, çayın renginin kötülüğünden dem vuran anneme dedim ki "en iyisi Rize Turist Çayı"... Aldık İngiltere'den Twinnings Breakfast Tea filan; yok kardeşim, rengi karbonatlı gibi bulanık. Tadı da kremli gibi... Hah, onlara olur işte kahve kutusu gibi gibi çay kutusu -bardak kutusu.