28 Şubat 2008 Perşembe

hâlâ blogu takip edenlere hürmeten..

dilimin şişikliği el şişikliğine ve ağrısına dönüştü. üstümden atamadığım bir yorgunluk, boğaz ve vücut ağrıları ile cebelleşiyorum. jet lag dedikleri böyle birşey mi imiş bilmem.. ama romantize edilen herşeyin gerçeği gibi burası da beklediğimden daha dağınık, daha normal ama tahmin edemediğin başka bir noktadan daha fantastik.. ilk hafta sonu eminönü'ne karşıya geçerken vapurdan çay almaya gittiğimde "simit de var mı" dediğim zaman tezgahtar kardeş bana şöyle sordu: "martı için mi?" "yok dedim insan için." "yok" dedi. "martı için bayat simit mi veriyorsunuz?" dediğimde, "yok, çizi veriyoruz" dedi ve ben o anda memlekete döndüğüm için mutluluk ve geleceğe dair eğlenceli bir ümit duydum.

3 yorum:

melike dedi ki...

evet, olay bana anlatildigi anda ben de memleketimi daha bir sevdim.

evren dedi ki...

dediklerine gore bu sisiklik surse surse bi hafta daha surermis, sabrederiz artik .. :) /evren

Evren dedi ki...

memlekete hosgeldin madam...

vapurdaki tezgahtarın dedigi soyle de anlaşılabilir: "yok, çiziveriyoruz". çoklu anlamlar ülkesidir burası. güvenliği tedirgin edici, tedirginliği güven vericidir. sıkılmazsınız...