25 Mart 2008 Salı

hadi

kısaca: "hoş olayım, olmayayım, o yar benim kime ne?"

dün "koro gayretleri insanları" diye özetleyebileceğim 6 kişi bir araya geldik, çünkü yıllardır küçük büyük çabalarla hep birlikte sesler çıkarmaya çalışıyoruz ve bizi birarada tutan garip kuvvet bu. önce yemek yedik, yemeğin sonunda özellikle amerika'da depreşen "türkü bar" krizimi dile getirdim ki aslında hiç türkü barda bulunmuşluğum yok, sadece açıklaması zor bir türkü zevkim ve sevgim var şu dünyada. evet "türkü bara gitmek istiyorum ben" dediğimde hehe denilip geçiştirileceğimi sanırken çok kuvvetli ve derinden bir itibar gördü bu fikir: önce ceren, "evet, gidelim" bile demeden "hadi" dedi, ve arkasından 3-4 "hadi" daha duydum. bir anda kalktık ayağa ve ben sevinçten uçuyodum. "ekin bar" denilen ve zannımca kürt ve enfes sesli bir kızcağızın söylediği yerdeki en ön masada kendimizi bulmamız ise sanırım sadece 10 dakika filan aldı. gece boyu bize verilen istek şarkı kağıtlarını kullanarak çeşitli ödüller dağıttım: burçin'e "en hanım türkü dinleme ödülü", gülfem'e "en dost alto ödülü (2000-2070), mert'e "en uyumlu insan" ödülü, ceren'e "gülümseme rahatlığında şarkı/türkü söyleme ödülü 2008" ve berktay'a "nemrut dağı özel ödülü"... tabii "ahirim sensin" ve bilumum başka istek türküler de yerini buldu kağıtlarda.. çıkışta cihangirin garip arka sokaklarında biz de birkaç şarkı tınlattık: "april is in my misstress face", "aygız", "abenlied"... pencerelerden uzanan kafalar gördük, hatta alkış sesleri bile duyduk. sarhoş edici bahar rüzgarı gece fırtınaya dönüştü. kırmızı değil mavi giymek istiyorum bugün. içimin yumuşaması ile ilgili galiba...

1 yorum:

Jilfeym dedi ki...

çok güzeldi çok