19 Ağustos 2015 Çarşamba

isimsiz

en sonunda cennetteyim. itirazlarıma, direnmelerime rağmen. insanı bitiren bir şey bu. karşılığında ne yapılır bilmiyorum. bu karşılıksızlığa nasıl cevap verilir?

şükür güzel olana, hamd hem güzel hem kötü görünene imiş. hamd fırsatı bile olmadan cennetteyim.

...

bir çocuk kontrolünü kaybetmiş, kontrole ihtiyaç duyan bir gücün, motorsikletin üstünde, yürüyüş yapan tertemiz bir insana çarptı. üzerinden kanlar değil sidik aktı. kafasını çarpmıştı. kafan nasıl deyince "kafam iyi" dedi. birisine çarptığını bile bilmiyordu. ambulansı polis zannedip kaçtı.

başka bir motorsikletli yolun ortasında bir adamı çarpa çarpa dövdü. buz getirdiler adama, yaklaşamadım bile.

çaresizlik başımı döndürdü, ben de yere düştüm.

bunlar bilgisayarımdan konfor içinde seyrettiğim filmlerden değil. mücadele etmek gereken bir şey.

ben şiddeti estetize etmek istemiyorum. ben hocamın dizinde mücadele etmeliyim.

yaşadığı yere zarar verenler vatan sevgisini bilmiyor, vatan geldiğim yerdir, içimdir. oranın taşlarını kopardılar, duvarlarına espri gibi görünen hakaretler yazdılar. bir "özgürlük" kalkanı altında sadece bencillik var. insan kendi içine idrarını yapmaz. çok zor... çok ters,,,

hepsi Senden.. bu senin sonsuz affın gibi büyütüyor seni. vücuduma çarpıyor bu olanlar, sarsılıyorum ama yere devrilmemeliyim. senin affından ödünç alıp ben de affetmeliyim.

firavunun kafasının içinde, onu delirten, kafasını taşlara vurduran minik sinek vesveselerinden çıkmalıyım. yoksa kafam patlar, içim kanar... hepsi dışarıda oluyor gibi görünse de hepsi içimde oldu. hepsi zaten içimde olanları pırıl pırıl yüksek çözünürlüklü bir ekrandan kendi gözüme gösterdi.

...

neyin resmini yapayım, zaten içim dışımda, seyrediyorum.
neyin şarkısını söyleyeyim, her yer ses.

senin güzelliğini de resmetme zamanı geçti, olanı göreyim yeter ki.

ama heyhat, eğer titriyorsa yer gök, bu titreşimi doğru tonlara çekmeli. enstrümanı akord etmeli.




Hiç yorum yok: