16 Ocak 2008 Çarşamba

sayfanın arkası

türkiyeden yeni gelen fotoğraflarda görüyorum, sadece benim değil, onların da saçları uzamış, yüzleri aynı, tanıdık gülüyor ama bazıları aradan geçen aylarda, hayatlarında ne olduysa, daha neşeli, daha yorgun, daha tuhaf ya da daha uzak. onlar sensiz de orda var olmuşlar, sen olmadan da yaşamışlar, çark dönmüş, sen burada ayrı gayrı bir kıtada uçak beklerken, kuş seslerini duyarken, sabah yeni rüyaların içinden kafanı uzatırken, yeni insanlara merhaba derken, türk bakkalındaki nazar boncuklarına bakarken, kahvene tatlandırıcı ve half and half koyarken, outletçilerde ucuz ayakkabı bakarken, tren beklerken, blog yazarken, gece uykun gelirken ya da kaçarken, facebookta kaybolurken, üsküdar'ı, kuzguncuk'u, bağlarbaşını kafanda canlandırırken, gökyüzüne baktığında yine aynı yıldızları görürken ama başka bir yerdeyken; onlar yaşamış, fotoğraflardan gülümsemişler ama sana değil. senin küçük vücut noktan haritanın arkasına kaçmış, hislerini, düşüncelerini, pılını pırtını, saçını başını toplamışsın, kağıdın arkasında kalmışsın. varlığın bu yabancı ve sessiz diyarda siyah siyah ve yavaş yavaş akıyor, kağıdın önüne mürekkep sızıyor...

3 yorum:

mo dedi ki...

sen orada, geriye kalan herkes burada degil :) herkes baska yerlerde. herseye ragmen sana bu kadar icten yazdiran seyahat cok buyulu olmali.

evren dedi ki...

carptin huma cumartesi cumartesi... tekrar birlesecek bir yol sadece bu.. hersey zaten hicbir zaman ayni olmuyor sen ayni yolda yurumeye devam etsen de etmesen de.

semanur e. dedi ki...

fotoğraflarda bir kısım insanlar uzamış saçlarıyla birarada poz vermişler, eğlenmişler, yorulmuşlar, var olmuşlar... bazıları da kıtaların ötesinde outletlerde, facebooklarda, yıldızların altında sabretmeyi hal etmişler, ama düşünceler fotoğraf karelerindeki kadar sessiz ve izsiz mi acaba?