11 Şubat 2008 Pazartesi

öz

ben anladım, neden hüzünlüyüm: evi yok insanın. kendi kendime odama kapandığım günlerden biriydi ankara'da. yine kağıtları çizgilerle, yazılarla, renklerle didiklerken ve kafamdakileri gözümün önüne başka başka formlarda dizerken, bir söz çıktıydı: "özümdür sevdiğim!"

bir başka gün de şunu demiştim de şebnem ahmet hamdi tanpınar filan söyledi sanmış: "şehir bir mekan vehmidir, hayat da bir zaman vehmi" belki de çaldım birinden ama öyle işte, hafif orhan gencebay tınısı da var çünkü, pek sevdiğim başlığı şarkısının: "sen hayatsın, ben ömür" doğunun zaman nüansları işte, sadece "time" dediğin o sayılabilir şeyle sayılamayan kısımları, köşeleri. hüznüm o yüzden işte gidip gelmelerden zamanın, ömrün, hayatın içinde... ama evi yok insanın. bunu döneceğim evimin bile ev olarak hayalime gelmemesinden anlıyorum. bunca iğretilikten sonra çok özlemem gerekirken orayı. çok arıyorum ve içinde olmak, dönmek istiyorum oraya ama gerçek ev hissi içimde, özümde, bazı türkülerde kendimi kaybettiğim o mekansız sılada.

1 yorum:

mo dedi ki...

gün geliyor aynı evde rastlaşıyorsun birileriyle.